Soydan'dan 1/100.000 Tepkisi

Soydan

CHP Milletvekili Serdar Soydan mecliste tepkilere neden olan çevre düzeni planı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

CHP Milletvekili Serdar Soydan Çanakkale ve Balıkesir’i kapsayan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı hakkındaki tepkisini TBMM kürsüsünden yaptığı konuşmayla dile getirdi. Soydan yaptığı konuşmada;” Kentlerin anayasası olan çevre düzeni planlarında şehirlerin geleceklerine ilişkin mekânsal ve sektörel kararlar belirlenmektedir. Balıkesir ve Çanakkale illerini kapsayan ve 2040 yılını hedefleyen Balıkesir-Çanakkale Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı bölgemizde yaşayan yaklaşık 1 milyon 700 bin kişinin yaşamını direkt olarak etkilerken bölgeyi dünyanın dört bir yanından ziyaret eden milyonlarca kişiyi de dolaylı olarak etkilemektedir. Çevre düzeni planları hazırlanırken alınan tüm mekânsal ve sektörel kararların temelini hedef yılı için belirlenen nüfus projeksiyonları belirlemektedir. Balıkesir ve Çanakkale illerini kapsayan ve 2040 yılını hedefleyen planda bölgenin nüfusunun yirmi beş yıllık bir projeksiyon içinde yaklaşık 3 kat artması ve artışın büyük bir bölümünün de kentlerde gerçekleşmesi öngörülmektedir. Önemli tarım ve orman alanlarının bulunduğu bir bölgede kırsal yapıdan uzaklaşmayı planlamak üreticiyi ve çiftçiyi yok ederek şehirlerin varoşlarına göçe zorlamaktır” dedi.  Biga Ovası`nın verimli topraklarında üretim yapan Biga çiftçisi artık Selvi ve Kozçeşme biberi üretemeyecektir diyen Soydan;” Çeltik, pirinç, kaynarca fasulyesi üreten çiftçimiz bölgesini terk etmeye zorlanacaktır. Biga etini yemek, Biga sütünü içmek artık hayal olacaktır. Hazırlanan planla doğal açıdan hassas alanlar, özellikle de bölgenin oksijen deposu Kaz Dağları ve tarım alanlarının yoğun olduğu bölgeler sanayi, enerji ve maden tesislerini tehdit altında almaktadır. Hükûmetin öngördüğü plansız ve çarpık sanayileşmeden Kaz Dağları ve Biga Ovası başta olmak üzere tüm bölge olumsuz etkilenecektir. Verimli tarım alanlarından yerleşim alanlarına kadar çok geniş yaşam alanlarında telafisi mümkün olmayan çevre sorunlarıyla karşı karşıya kalacağız. Bu anlayış ve kararla, Hükûmetin dünyanın eşsiz doğa mirası, oksijen deposu Kaz Dağlarını uluslararası maden şirketlerine peşkeş çektiğini ve çekmeye de devam edeceğini görmekteyiz” diye konuştu. Plan ile Bozcaada`nın güney kıyıları konut alanı olarak imara açılacağını, tüm tarım alanlarının "bağ evi" adı altında ikinci konut yapımına uygun hâle getirileceğini söyleyen Soydan;” Bu durum, büyük bir kısmı sit alanı olan ve önemli ölçüde üzüm üretilen adanın tamamen tarımsal üretimden koparılarak turizm ve inşaat sektörüne teslim edilmesidir. Gökçeada`da mahkeme kararları ile yasallığı ortadan kalkan Bademli köyündeki  otel alanının plana işlenmiş olması bile tek başına planın nasıl rant odaklı olduğunu göstermektedir. Planın amacında "doğal değerlerin korunması" ifadesi bulunmasına rağmen uygulama ve hazırlıklar belirtilen ifadenin tamamen tersi yönündedir. AKP önümüzdeki yirmi beş yıl içerisinde Çanakkale ve Balıkesir`de ekolojik dengeyi yok ederek koruma ve kullanma dengesini kullanma, talan ve yok etme olarak belirlemiştir. Çevre Komisyonunun Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri olarak Bozcaada`da yaptığımız çalışma ziyareti sonrası Sayın Bakanın açıkladığı "Bozcaada için referandum yapalım." önerisi, en kibar ifadeyle, olayı geçiştirmektir. Sorunun sadece Bozcaada`da yapılacak referandumla çözülmeyeceğini Sayın Bakan çok iyi bilmektedir. Sorun sadece Bozcaada`yı değil, Çanakkale ve Balıkesir`i de kapsamaktadır. Sayın Bakan ivedilikle planı geri çekmeli ve iptal etmelidir. Plan, bölge halkının görüş ve önerileri doğrultusunda, demokratik, katılımcı ve bilimsel verilere dayanarak yeniden hazırlanmalıdır. Bizler, Çanakkale`deki dünyanın sayılı tarih ve kültür miraslarını, verimli topraklarımızı, uluslararası maden şirketlerinin, demir çelik, çimento ve termik santral işletmecilerinin inisiyatifine bırakmayacağız; şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış toprağımıza, suyumuza ve havamıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Aklın ve bilimin söylediği, Çanakkale halkının istediği, yaşadığımız eşsiz coğrafyanın korunup kollanmasıdır, Çanakkale`nin doğal zenginliklerinin dünya kültür ve turizm sektörünün hizmetine sunulmasıdır. Unutmayalım ki havasını, suyunu ve toprağını kaybettiğimiz yaşam alanlarında medeniyetten söz etmek mümkün değildir” dedi.